Tarih: 31.12.2025 21:05

NE ALTIN. NE DOLAR. EN KIYMETLİ YATIRIM ARACI.! GÜÇTÜR. GÜÇ.

Facebook Twitter Linked-in

Ama GÜÇ yerinde duruyorsa,
para ona çalışır.

Para krizden etkilenir.
GÜÇ etkilenmez.
Çünkü kriz parayı küçültür,
karar veren eli büyütür.

Kur oynar.
Faiz yükselir.
Piyasa daralır.

Ve GÜÇ ayakta kaldığı sürece
bu dalgalanmanın üstünde kalır.

Burada anlatılan GÜÇ,
vatandaşın GÜCÜ değildir.
Bu GÜÇ;
karar alanın,
kural koyanın,
hesap sorulmadığını düşünenindir.

GÜÇ merkezileştikçe
eleştiri rahatsız eder.
Soranın sesi kısılır.
Direnen sistem dışına itilir.

Bu bir anlık durum değildir.
Bu bir yönetim biçimidir.

Bu anlayış alkış ister.
Sessizlik yetmez;
sessizlik de onay sayılır.

Yanlış ihtimali düşünülmez.
Hata kabul edilmez.
Her kararın doğru olduğuna inanılır.

Böyle yerlerde
karar tek noktadan çıkar,
yetki tek elde toplanır.

Siyasetin görevi
GÜCÜ büyütmek değildir.
Siyasetin görevi,
GÜCÜ sınırlamaktır.
Çünkü sınırsız GÜÇ
toplumu değil,
kendini korur.

Ekonomi güvenle yürür.
Güven zayıfladığında
para kaçar,
yerine belirsizlik gelir.

Mazot pahalıysa çiftçi kaybeder.
Elektrik pahalıysa esnaf zorlanır.
Pazarda fiyat artıyorsa
sofra küçülür.

Bunlar rastlantı değildir.

Bugün toplumda yaygın bir kanaat vardır.
Kamuda kararların adil işlemediğine,
emeğin değil yakınlığın daha etkili olduğuna,
bazı konuların hızla sonuçlanırken
bazı başlıkların yıllarca sürüncemede kaldığına
inanılmaktadır.

Bu doğru olsun ya da olmasın,
bu kanaat güçlendikçe
adalet duygusu zedelenir,
güven aşınır.

Yoksulluk bazen
bir sonuç değildir.
Zamanla bir araca dönüşür.

Çaresiz kalan itiraz edemez.
Borçlanan susar.
Geleceğinden kaygı duyan
boyun eğer.

Bu yüzden kriz,
vatandaş için ağır bir yüktür;
ama GÜCÜ elinde tuttuğunu düşünenler için
bir fırsat alanına dönüşebilir.

Kriz geldikçe
pazarlık gücü düşer.
İnsanlar daha az ister,
daha az soru sorar.

Bu düzende insan
birey olarak değil,
kolayca değiştirilebilen bir sayı gibi görülür.

Adalet,
işe yaradığı zaman hatırlanır.

Siyaset temsil demektir.
Ama GÜÇ,
temsil istemez;
koşulsuz sadakat bekler.

Sandık önemlidir.
Ancak sonuç hoşuna gitmediğinde
sorumluluk sürecin geneline yayılır.

Koltuk uzadıkça
makam büyür.
Makam büyüdükçe
dokunulmazlık hissi yerleşir.

GÜÇ tek başına sorun değildir.
Sorun,
GÜCÜN denge dışına çıkmasıdır.
Zarar, denge kaybolduğunda başlar.

Devlet aklı,
GÜCÜ büyütmekle değil,
dengeyi korumakla yaşar.

GÜÇ,
sessizliğin alkış sayıldığı yerde büyür.

İlahi adalet
kul hakkını korur.
Keyfi GÜÇ
kul hakkını ezer.

Bir GÜÇ kendini mutlak görmeye başladığında
meşruiyetini yitirir.
Ve yıkım üretir.

Altının, doların
inişi çıkışı
bu tabloyu değiştirmez.

GÜÇ değişmezse
bedeli halk öder.

GÜÇ denetlenmezse
kriz gelir.
Kriz gelince
yük yine
halkın sırtına biner.

Bu yüzden
siyasette de hayatta da
en pahalı şey
altın değildir,
dolar değildir.
GÜÇTÜR.

Hiçbir GÜÇ
ilahi adaletin yerine geçemez.
Geçmeye kalktığı an
artık GÜÇ olmaktan çıkar.
YIKIM OLUR..

ÇETİN AY
BWA BAŞKANI

Not:
Bu değerlendirme,
somut kişi veya kurumlara yönelik bir isnat değil,
toplumda oluşan algı ve kanaatlerin ifadesidir.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —