Tarih: 14.10.2025 14:37

Sigorta sektörü için yeni çağ başlıyor

Facebook Twitter Linked-in

Türkiye, demografik değişimle birlikte yaşlanan nüfus ve düşen doğum oranlarıyla sigorta matematiğini yeniden yazma aşamasına geldi. Sağlık riskleri artarken, sigortacılık sadece güvence değil yaşam rehberi sunan bir modele dönüşüyor. Özel bakım sigortası eksikliği dikkat çekiyor.

İSTANBUL (İGFA) - Türkiye, demografik yapısında sessiz ama derin bir dönüşüm yaşıyor. 2000 yılında Türkiye'de ortalama yaşam süresi 71 yıldı. Bugün bu rakam 78,1'e ulaştı (erkeklerde 74,7; kadınlarda 80,7). Ancak bu artış, sağlık ve bakım ihtiyacını da artırıyor.

Doğum oranlarının düşmesiyle, yaşlılara bakacak kişi sayısı da azalıyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre Türkiye nüfusunun yüzde 14'ü 2040'a kadar 65 yaşın üzerinde olacak. Bu oran 2050'lerde yüzde 20'leri aşabilir. Bu tablo, sigortacılığın matematiğini yeniden yazmamızı gerektiriyor.

QNB Sigorta Genel Müdürü Pınar Kuriş, Türkiye'nin içinde bulunduğu dönüşümün sigortacılık açısından kritik bir eşik olduğunu vurgulayarak, "Nüfusumuzun 2040'ta yüzde 16,3'ünün 65 yaş üzerinde olacağı gerçeği, sigorta matematiğini yeniden yazma gerekliliği yaratıyor. Japonya'nın çeyrek asır önce, 1990'larda yaşadığı demografik dönüşümü bugün biz yaşıyoruz. Bu kırılma, sigortacılık için hem büyük bir meydan okuma hem de nesiller arası risk paylaşımında yenilikçi modeller geliştirme fırsatı" dedi.

SAĞLIK RİSKLERİ ARTIYOR: SİGORTACILIĞIN ROLÜ KÖKTEN DEĞİŞİYOR

Türkiye'de sağlık göstergeleri, önümüzdeki yıllarda daha proaktif ve bütüncül bir sigortacılık yaklaşımına olan ihtiyacı açıkça ortaya koyuyor. Dolaşım sistemi hastalıkları, örneğin kalp krizi ve inme gibi problemler, 2023 yılında tüm ölümlerin yüzde 33'ünden fazlasını oluşturdu. Bu, her üç kayıptan birinin bu hastalıklardan kaynaklandığını gösteriyor.

Kanser vakaları da artışta: erkeklerin yaklaşık yüzde 18'i, kadınların ise yüzde 12'si kanser nedeniyle hayatını kaybediyor. Bu oranlar, önleyici sağlık hizmetlerinin toplum genelinde hâlâ yeterince yaygın olmadığını gözler önüne seriyor. Kadın sağlığı tarafında da benzer bir tablo var: 2022 verilerine göre kadınların; yüzde 66'sı hiç mamografi yaptırmamış, yüzde 64'ü ise hayatında hiç smear testi yaptırmamış.

QNB Sigorta Genel Müdürü Pınar Kuriş, "Biz sigortacılığı yalnızca hastalık sonrası finansal destek sağlayan bir sistem olarak konumlandırmıyoruz. Asıl hedefimiz, müşterilerimizin hastalanmadan önce sağlığını korumak. Bu nedenle tarama programları, check-up paketleri ve önleyici sağlık çözümlerini ürünlerimize entegre ediyoruz. Sigortacılık, sağlıklı yaşamı teşvik eden bir yapıya dönüştürüyor" diye konuştu.

Yaşlanan nüfusla birlikte uzun süreli bakım ihtiyacı da hızla artıyor. Bugün bu yük büyük ölçüde aile bireylerinin omuzlarında. OECD verilerine göre, uzun süreli bakım maliyetleri hane halkı gelirinin 1 ila 7 katı arasında değişiyor. Buna karşın Türkiye'de bu alanda özel bakım sigortalarının eksikliği dikkat çekiyor.

Kuriş, bu noktada sigortacılık sektörünün üstlenmesi gereken role değinerek, sigortacılığın geleceğinin, yalnızca tedaviye odaklanmaktan değil, sağlıklı yaşamı teşvik eden, aile yapısındaki değişimlere uyum sağlayan kapsayıcı bir sistem kurmak olduğunu söylüyor.

GELECEĞİN SİGORTACILIĞI: DİJİTAL, KAPSAYICI VE KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ

Kronik hastalık paketleri, davranış temelli poliçeler, uzaktan sağlık hizmetleri, mobil klinikler, dijital sağlık asistanları gelecekte sigortanın toplumda üstleneceği rolün temel taşları olacak. Özellikle kırsalda sağlık hizmetlerine erişimde dijital çözümler hayati önem taşıyor




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —