“Konu Türkiye değildi; ama Türk’ün olduğu her yerde Türkiye de olmalıdır.” – Çetin Ay
Dünyanın en güçlü sanayi devleri ve devlet temsilcileri Düsseldorf’ta bir araya geldi. “Almanya – Qingdao 2025 Ekonomi ve Ticaret İş Birliği Konferansı” yalnızca iş dünyası değil, aynı zamanda diplomatlar ve üst düzey heyetlerin de katıldığı prestijli bir buluşma oldu.
Zirvenin en dikkat çeken ismi, uluslararası platformlarda girişimleriyle tanınan Türk kökenli iş adamı Çetin Ay idi. Kürsüye çıktığında şu sözlerle başladı: “Konu Türkiye değildi; Almanya’ydı, Çin’di, Avrupa’ydı. Ama Türk’ün olduğu her yerde Türkiye de olmalıdır.”
Salonda yankı uyandıran bu çıkışın ardından şöyle konuştu:
“Ben Türk’üm. 50 yıldır Almanya’da yaşıyorum. Bu ülkeye minnettarım. Almanya’nın gücünü büyüten yalnızca Alman halkı değil, bizim vefalı ve çalışkan insanlarımızdır. Buradan Almanya’da yaşayan birinci, ikinci ve üçüncü nesle saygılarımı, şükranlarımı ve dualarımı gönderiyorum. Çin Avrupa’ya gelirken en güvenli yol Türkiye’dir. Avrupa Çin’e giderken de en sağlam güzergâh Türk dünyasıdır. Ve Türkistan’da yükselen her baskının bir gün tsunamisiyle geri dönmemesi için insanlık adına ortak çözümler bulmalıyız. Gücün dili zulüm değil, adalet olmalıdır.”
Konuşmasının ilerleyen bölümünde Çetin Ay, Çinli temsilcilerin gözlerinin içine bakarak şu mesajı verdi:
“Amerika gibi güçlü olmak istiyorsanız, birlikte yaşadığınız azınlıklara da aynı derecede empati ve saygı göstermelisiniz. Büyüklüğünüzü belirleyen, güce nasıl davrandığınız değil, güçsüze gösterdiğiniz saygıdır. Bu yalnızca Türklerin değil, insanlığın ve bütün dünyanın beklentisidir.”
Geçtiğimiz günlerde Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev ile görüşen ve Avrupa’da birçok devlet başkanıyla yakın ilişkiler geliştiren Çetin Ay, yalnızca iş dünyasında değil, diplomaside de güven kazanmış bir isim olarak öne çıkıyor. Onun konuşması ticaret diliyle sınırlı kalmadı; diplomasi ve siyaset boyutuyla da güçlü mesajlar verdi. Sanayi devlerinin, diplomatların ve devlet temsilcilerinin önünde dile getirdiği bu vizyon, Türkiye’nin geleceğe dair rolünü berrak bir şekilde ortaya koydu.
Konferansın ardından Alman ve Çinli katılımcılar, Ay’ın konuşmasını “Türk girişimciliğinin Avrupa’daki sesi” olarak tanımladı. Diplomatlar ise, “Türkiye’nin küresel vizyonunun güçlü bir ifadesi” değerlendirmesinde bulundu.
Düsseldorf’taki buluşma, yalnızca bir konferans değil, aynı zamanda
bir semboldü.
Çünkü o salonda bir iş adamından daha fazlası vardı: Köklerinden güç alan bir Türk, ekonomiyi, siyaseti, sanayiyi ve diplomasiyi aynı anda sahneye taşıdı. Ve bir kez daha gösterdi ki, Türk’ün olduğu yerde yalnız iş değil, onur da vardır.
Haber: İbrahim Yaman