Siyaset, bir milletin kaderini belirleyen en güçlü araçtır. Ancak bu aracın nasıl kullanıldığı, toplumun geleceğini ya bir umut ışığına ya da bir yıkım dalgasına sürükler.
Siyaset, bir milletin kaderini belirleyen en güçlü araçtır. Ancak bu aracın nasıl kullanıldığı, toplumun geleceğini ya bir umut ışığına ya da bir yıkım dalgasına sürükler. İş dünyasının tanınmış ismi ve yazar Çetin Ay, siyaset ve millet arasındaki ilişkiyi futbol terimiyle “duvar pası” metaforu üzerinden ele aldı. Ay’ın bu çarpıcı yaklaşımı, yöneticilerin halkıyla olan iletişiminin karşılıklı anlayışa dayalı olması gerektiğini vurguluyor.
Çetin Ay, yöneticilerin milletine nasıl bir pas attığının, toplumdan nasıl bir karşılık alacaklarını belirlediğini ifade ederek, “Sevgiyle atılan pas, milletin dayanışmasını güçlendirir. Ancak korku, baskı ve ayrımcılık üzerine kurulan bir yönetim anlayışı, vatandaşların tepkisini ya sessiz bir kabullenişe ya da açık bir direnişe dönüştürür,” dedi.
SEVGİYLE ATILAN PAS, TOPLUMSAL DAYANIŞMAYI ARTIRIR
Ay’a göre, bir liderin sevgiyi, adaleti ve şeffaflığı öncelik haline getirmesi, milletin güvenini kazanmak için vazgeçilmezdir. Aksi durumda, güvensizlik ve ayrımcılık üzerine inşa edilen yönetimler, hem bireysel ilişkilerde hem de toplumsal yapıda kalıcı yaralar bırakır. Çetin Ay, “Tarih bize gösteriyor ki, adaletin eksik olduğu her yönetim, milletini ayrışmaya ve kaosa sürüklemiştir,” ifadelerini kullandı.
SİYASETİN PASLAŞMALARI: BİRLİK Mİ, MANİPÜLASYON MU?
Günümüz siyasetini de değerlendiren Ay, yöneticilerin vatandaşların duygularını manipüle etmek yerine, onların ihtiyaçlarını anlayarak ortak bir gelecek inşa etmesi gerektiğini belirtti. “Bugün siyaset, işbirliği ve dayanışma olmaktan çıkıp, bir güç mücadelesine dönüşmüş durumda,” diyen Ay, bu durumun toplumsal güveni zayıflattığını vurguladı.
Ay’ın kaleme aldığı yazıda yer verdiği dikkat çekici ifadelerden biri de şöyle:
“Aşk, bir duvar pası gibidir; samimiyetle atarsan karşılık bulur, çıkarla atarsan duvarda kalır.”
AŞK VE SİYASETİN BENZERLİĞİ
Çetin Ay, siyaseti aşkın temel dinamikleriyle karşılaştırarak, siyaset ve aşk arasındaki benzerliklere de dikkat çekiyor. Ona göre, sevgi ve şeffaflıkla yönetilen bir ülkede vatandaş, liderine güven duyar. Ancak korku ve ayrımcılık temelli bir yönetim, milletin güvenini zedeler ve tepkileri daha keskin hale getirir.
LİDERLER VE VATANDAŞLARIN ORTAK SORUMLULUĞU
Ay, liderlerin sorumluluğuna dikkat çektiği yazısında, “Siyaset, bir ülkenin yaşam damarları gibidir. Eğer bu damarlar tıkanırsa millet nefessiz kalır. Liderler, attıkları her pasın anlamına ve yönüne dikkat etmelidir,” dedi. Liderin sevgi, adalet ve güvenle hareket etmesi halinde vatandaşların da buna aynı şekilde karşılık vereceğini savundu.
GÜÇLÜ BİR ÜLKENİN TEMELİ: DUVAR PASI
Yazının sonunda, Çetin Ay siyaseti şu sözlerle özetliyor: “Siyaset, liderlerle vatandaşlar arasında karşılıklı bir bağdır. Sevgiyle ve adaletle atılan her pas, milletin geleceğini güçlendirir. Ancak korku ve çıkar odaklı hareketler, toplumu zayıflatır. Unutulmamalıdır ki, güçlü bir ülkenin temeli, sevgiyle atılan adaletli paslarla atılır.”
Saygıyla,
Çetin Ay
UBA haber merkezi
