Türkiye’nin dikkat çeken isimlerinden Çetin Ay ile ölüm, uyku ve hayat üzerine konuştuk. Sözleri, ezberleri bozacak kadar cesur ve düşündürücü.
“Hayatın en büyük sırrı, ölüm korkusunun ardında gizlidir”
Soru: Yazılarınızda ölüm teması sıkça öne çıkıyor. Neden?
Çetin Ay | İş İnsanı ve Siyasi Stratejist: Çünkü insanın en büyük korkusu, aslında en gerçek olan şeydir. Ölümü konuşmaktan çekiniriz ama her gece onun benzerini yaşıyoruz. Adını uyku koymuşuz, masumlaştırmışız. Oysa uyku, ölümün en zararsız provasından başka bir şey değildir. Biz buna huzur deriz, çünkü sabaha döneceğimizi biliriz. Ölümdeyse dönüş yok. Belki de korkumuz yok oluşa değil, dönüşsüzlüğe.
⸻
“Uyku, hayatın bize verdiği en keskin ders”
Soru: Uyku ve ölüm arasında gerçekten fark yok mu?
Çetin Ay: Var elbette, ama düşündüğünüzden çok daha küçük bir fark. Uykuya daldığınız an bilinciniz kapanır, zaman kaybolur, benliğiniz erir. Ölümde de aynı şey olur. Tek fark, geri dönüş. Uyku bir gidiş-dönüş biletiyse, ölüm tek yön bilettir. İnsan ruhunu titreten gerçek işte budur.
“Unutmak, insanın içindeki sessiz cinayettir”
Soru: Yazılarınızda sıkça “Unutmak küçük ölümdür” diyorsunuz. Ne demek istiyorsunuz?
Çetin Ay: Çünkü unutmak, insanın kendi parçalarını kaybetmesidir. Dünü hatırlamıyorsun, çocukluğunu unuttun. Alzheimer neden bu kadar korkutucu biliyor musunuz? Çünkü seni parça parça yok ediyor. Ölüm bir anda gelir, unutmaksa yavaş yavaş çökertir. Her kaybolan anı, bir tabut çivisidir.
“Ölüm: Bitiş değil, hesabın başlangıcı”
Soru: Ölüm sizin için bir son mu, yoksa başka bir başlangıç mı?
Çetin Ay: İnanan için ölüm, bitiş değil, başlangıçtır. Kur’an’da ne diyor? “Her nefis ölümü tadacaktır.” Biz her gece ölümü tadıyoruz ama anlamıyoruz. Bilim “ışık söner” der, iman “asıl ışık o zaman yanar” der. Ben şunu biliyorum: Ölüm, kaçamayacağımız tek randevu. Ve o randevu, hiçbir erteleme kabul etmez.
“Her gece ölümle yatıyoruz, sabaha sığınarak gerçeği erteliyoruz”
Soru: Son olarak, hayata dair en keskin gözleminiz nedir?
Çetin Ay: Biz zaten ölüyoruz. Hücrelerimiz her saniye çöküyor, beynimiz her gece kapanıyor. Ölüm sadece final sahnesi. Ve biz bu sahneye her gece hazırlanıyoruz. Ama kabul etmiyoruz. Çünkü uykuya huzur, ölüme korku diyoruz. Gerçek şu: Her gece ölümle yatıyoruz, sabaha sığınarak gerçeği erteliyoruz. Ama unutmayın: Bir sabah var ki, güneş doğmayacak. İşte o gün, bütün kaçışlar bitecek.
Haber merkezi
