Tarih: 15.06.2025 00:01

İSRAİL’İN 2500 YILLIK HAYALİNE RAMAK KALDI

Facebook Twitter Linked-in

Çin’e kayan küresel merkez ve Türkiye’nin pozisyonuna dair çarpıcı bir söyleşi gerçekleştirdik.

SORU:
Dünyadaki güç dengeleri değişiyor mu? Nereye doğru gidiyoruz?

ÇETİN AY:
Evet, çok net bir şekilde dengeler yer değiştiriyor. İsrail lobisi, büyük sermaye grupları ve etkili aileler artık Amerika merkezli değil. Yönlerini Çin’e çevirmiş durumdalar. Çünkü gelecek orada kuruluyor. Sermaye kaydırıldı, bağlantılar kuruldu, altyapı hazırlandı. Artık dünya; Washington’dan değil, Pekin’den yönetilecek. Küresel planın yönü değişti, sahne de el değiştiriyor.

SORU:
Orta Doğu neden yine bu değişimin merkezinde?

ÇETİN AY:
Çünkü İsrail’in 2500 yıl öncesine dayanan “Vaadedilmiş Topraklar” hayali bugün sınır çizimlerinden güvenlik doktrinlerine kadar her alanda etkili. Nil’den Fırat’a uzanan bu hattı kapsayan strateji artık gizli değil; açıktan uygulanan bir hedef hâline geldi. İsrail her adımını “kendini savunma” gerekçesiyle açıklasa da, sahadaki gerçek sistemli ve inanç temelli bir genişleme planıdır.

SORU:
Bu planı destekleyen aktörler kimler?

ÇETİN AY:
En büyük destekçisi Amerika. Özellikle Evangelist çevreler bu yayılmayı dini bir sorumluluk olarak görüyor. İsrail’e verilen askeri, diplomatik ve ideolojik destek bu yüzden her geçen gün daha da artıyor.

SORU:
İran bu planın neresinde duruyor?

ÇETİN AY:
İran bu planın önündeki en büyük engellerden biri. Ancak İran tarihinin en derin iç krizlerinden birini yaşıyor. Ekonomik çöküş, mezhepsel fay hatları ve etnik ayrışma ülkeyi zorluyor. Tahran’ın daha güneye taşınması bile artık açık açık konuşuluyor. İran’ın zayıflaması bölgedeki yeni hamlelerin önünü açabilir.

SORU:
Azerbaycan nasıl konumlanıyor bu süreçte?

ÇETİN AY:
Bu süreci çok dikkatle izliyorlar. İran’ın kuzeybatısındaki Türk nüfus ile güçlü bağları olan Azerbaycan, olası bir çözülme durumunda “Büyük Azerbaycan” düşüncesini yeniden masaya getirebilir. Bu tarihî ve kültürel bağların doğal bir yansıması. Azerbaycan bizim kardeşimizdir.

SORU:
Irak ve Suriye’de tablo ne durumda?

ÇETİN AY:
Irak ve Suriye fiilen parçalanmış durumda. Merkezi yönetimler etkisiz, sahada birçok farklı güç hâkim. Kürt yapılar, milis gruplar, dış destekli siyasi oluşumlar yeni haritaların alt yapısını oluşturuyor. Haritalar artık masa başında değil, çatışma alanlarında şekilleniyor.

SORU:
Çin bu tabloya nasıl bakıyor?

ÇETİN AY:
Çin sadece izlemiyor, sabırla ve sessizlikle güç biriktiriyor. Ne doğrudan taraf oluyor ne de geri duruyor. Dengeleri gözetiyor, zamanı kolluyor. Ama hedefi net: Yeni dünyanın ekonomik değil, siyasi merkezi olmak. İsrail lobisinin Çin’e yönelmesi de boşuna değil.

SORU:
Amerika gücünü kaybediyor mu?

ÇETİN AY:
Amerika içeriden çözülüyor. Eyaletler arasında derinleşen kutuplaşma federal yapıyı sarsıyor. Trump’la sembolleşen ulusalcı dalga, iç yapıyı parçalamaya yaklaştırıyor. Bu haliyle artık tek kutuplu dünya lideri olma iddiasını taşıyamaz hâlde.

SORU:
Peki Türkiye bu tablo içinde nerede durmalı?

ÇETİN AY:
Türkiye’nin pasif kalması mümkün değil. Kerkük ve Musul gibi tarihsel bağları olan bölgeler yeniden gündemde. Ancak asıl mesele içerideki milli birliği korumak. Kutuplaşma, bu süreçte en büyük tehdittir. Güçlü dış duruş içerideki sağlam temellerle mümkündür.

SORU:
Kürtlerle ilgili de çok konuşulan senaryolar var. Siz ne düşünüyorsunuz?

ÇETİN AY:
Türk ve Kürt halkının kardeşliğine kastedecek hiçbir siyasi senaryo kabul edilemez. Bu birlik bozulursa en büyük zararı yine bölge halkı görür. Ayrılıkçılığı değil, ortak geleceği büyütmek zamanıdır. Bu coğrafyada ancak birlikte duranlar ayakta kalabilir.

SORU:
Son olarak dünya kamuoyuna bir mesajınız olur mu?

ÇETİN AY:
Türk milleti; kökü derin, yürüyüşü ağır bir millettir. Ne zaman birleşse, tarih değiştirir. Dünya bunu bilir, dost da düşman da hatırlar.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —