KORKU BİR SEKTÖRSE, PATRONU KİM..?

KORKUNUN EKMEĞİNİ KİM YİYOR.!

KORKU BİR SEKTÖRSE, PATRONU KİM..?
GÜNDEM 24.05.2025 13:00:16 15 0

Çetin Ay / BWA Başkanı

Korku artık sadece bir duygu değil; alınıp satılan, dağıtılan ve yönetilen bir araç...!!

Bu sistem ile insanlar susturuluyor, 
toplum hizaya getiriliyor, muhalefet felç ediliyor..!

Korku üretenler kazanıyor, sessiz kalanlar ise her şeyini kaybediyor.

Mafya büyüyor, yasa dışı yapılar güçleniyor, koltuklar daha da sağlamlaşıyor.

Dünyada bu korku düzeninin patronu kim..?

Korku Siyaseti dünyada adı konmamış en tehlikeli rejim

Bugün dünyanın dört bir yanında, adı anılmadan yürüyen bir siyasi rejim yükseliyor:
KORKU...!!!

Ne yasalarda yazılı, ne anayasada tanımlı.
Ama her yerde hissediliyor.

Çünkü korku artık bir hissiyat değil, bir yöntem.
Ve bu yöntem büyüdükçe, insanların omuzlarına binen yük ağırlaşıyor.

Korkuyla bastırılmış her toplumda:
Yurttaş konuşmaz, susar.
Sorgulayan sessizleştirilir.
Bekleyen umut yitirir.
Kendi toprağında bireyler yabancılaşır.

KORKU, ADALETİ SUSTURUR; UMUDU GECİKTİRİR

Korku hâkim olduğunda, adalet ikinci plana atılır.
Hukuk, gücün gölgesinde şekil değiştirir.
İnsanlar haklı olmak yerine sessiz kalmayı seçer.
Ve bu sessizlik büyüdükçe, toplum kendi vicdanına yabancılaşır.

Korkunun olduğu yerde mahkemelerde hak değil, talimat konuşur.
Eğitimde özgür düşünce değil, ezber ön plana çıkar.
Sokaklarda huzur değil, tedirginlik dolaşır.

KORKUYLA YÖNETENLER KİME YOL AÇAR?

Korku düzeni yalnızca iktidar sahiplerini değil,
mafya ve yasa dışı yapıların tamamını besler.

Devlet geri çekildiğinde boşluğu karanlık doldurur.
İnsan hakkını arayamaz hale gelir.
Güvenlik, bağlantılarda; adalet, tanıdıklarda aranır.
Sistem dışı güç odakları palazlanır.

Terör, korkunun derinlerden gelen yankısıdır.
Toplumun ruhuna saldırır, birlik duygusunu kemirir.
Korkuya teslim olmuş bir yapı, teröre karşı dirençsiz hale gelir.

Bu yapının karşısında duran milletler suskun kalamaz.!

İktidar baskı kurduğunda susan,
sadece seçim dönemlerinde görünür olan,
toplumun değil kendi geleceğinin peşine düşen siyasetçiler,
bu dünya çapındaki korku düzeninin sessiz ortaklarıdır.

Muhalefet korktuğu sürece insanlar yalnız kalır.
Birey kendini savunamaz çünkü onun adına konuşması gerekenler sessizdir.
Umut yeşermez çünkü umut, ancak cesaretle doğar.

Koltuğunu koruma kaygısıyla hareket eden siyaset, halktan çoktan kopmuştur.
Çünkü temsil etmek, risk almayı gerektirir — susmak değil.

KORKU BİR SİYASİ SİSTEMDİR..!

Korku kendiliğinden doğmaz; planlanır, üretilir, yayılır.
Medya aracılığıyla, hukuk eliyle, söylemlerle, cezayla…
Ama aynı zamanda;
toplumun suskunluğu, aydınların geri çekilişi ve dünya genelindeki siyasetçilerin gölgelere sığınması gerekir ki bu sistem sürdürülebilsin.

Korkuya mahkûm edilen yalnızca bireyler değil,
geleceği susturulan tüm milletlerdir.
Ve bu yalnızca baskının değil, karşı durmayanların da vebalidir.

Bugün birçok yurttaş yalnızca işini değil, söz hakkını da kaybetti.
Pek çok kişi sustuğu için değil, konuştuğu için cezalandırıldı.
Ve bu tablo artık dünya genelinde normalleştirilmeye çalışılıyor..
Korkuyla yönetilen hiçbir toplum özgür değildir.
Korkuya teslim olmuş hiçbir muhalefet, halkın geleceğini temsil edemez.
Korkuyla hareket eden siyasetçi, hakkı savunamaz, ülkesini koruyamaz.

Korkunun bedelini, korkanlar değil;
millet öder.

Tercih artık nettir:
Ya bu küresel sessizlik büyümeye devam edecek…
Ya da cesaret, yeniden doğacaktır.
Çünkü unutulmamalıdır:
Sustukça büyüyen korku, konuşuldukça çöker.

Çetin Ay / BWA Başkanı