Rutin yaşam tarzı yaşlanmayı hızlandırıyor!
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, literatüre yeni girmiş Longevity (sağlıklı uzun ömürlülük) kavramını değerlendirerek, yaşlanmayı hızlandıran durumlara dikkati çekti.
İSTANBUL (İGFA) - Longevity (sağlıklı uzun ömürlülük) kavramını değerlendiren Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sosyal izolasyonun, yaşlılıkta ölüm riskini artıran faktörlerden biri olduğunu ifade ederek, “Yalnızlık, bireyleri umutsuzluğa itebilir. Bu nedenle, yalnızlığı giderecek sosyal ortamlarda bulunmak ve sosyal bağları güçlendirmek son derece önemlidir.” dedi.
Geçmişten bu yana ‘yaşlanmayı durdurabilir miyiz?’ konusunun merak edildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan, “Longevity konusunun ülkemizde tartışılmasına çok seviniyorum. Ben de beyinde saklanan yaşam sırlarını tartışmak istiyorum.” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler’in, dünyayı tehdit eden üç ana tehlikeden bahsettiğini kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “Bunlar gelir eşitsizliği, iklim değişikliği ve yalnızlık. Yalnızlık, bu dönemde giderek yaygınlaşan bir sorundur. İnsanların mutluluğu sadece kendilerini gerçekleştirmekle değil, aynı zamanda başkalarına yardım etmek ve manevi ihtiyaçlara odaklanmakla da ilgili. Bu noktada Maslow'un tespitleri önemlidir; insanın mutlu olabilmesi için sadece kendine değil, başkalarına da katkı sağlaması gerektiğini vurgular. Bireysel faydanın yanı sıra toplumsal fayda da önemlidir. Bu nedenle, paylaşmak ve yardımlaşmak gereklidir.” diye konuştu.
“YALNIZLIK, BİREYLERİ UMUTSUZLUĞA İTEBİLİR”
Dünyada yalnızlık epidemisi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “Hawking'in 2004 yılında yaptığı bir çalışma, 50 yaş üstündeki bireylerde bilişsel gelişimlerin azaldığını göstermektedir. Harvard Üniversitesi'nin 70 yıllık bir çalışması, sosyal ağları güçlü olanların daha sağlıklı yaşlandığını ortaya koyuyor. Sosyal izolasyon, yaşlılıkta ölüm riskini artıran faktörlerden biridir. Yalnızlık, bireyleri umutsuzluğa itebilir; yalnız hisseden kişiler ‘Yaşamanın anlamı kalmadı’ diye düşüncelere kapılabilir. Bu nedenle, yalnızlığı giderecek sosyal ortamlarda bulunmak ve sosyal bağları güçlendirmek son derece önemlidir. Örneğin, İngiltere ve Japonya, yalnızlık bakanlıkları kurmuşlardır çünkü yalnızlık oranları ciddi şekilde artmaktadır. Bir üniversitenin 50 bin kişiyle yaptığı bir çalışmada, 50 yaş üstü bireylerde yalnızlık oranı yüzde 27, 16-24 yaş grubunda ise yüzde 40'tır. Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, gençler arasında sosyal izolasyon giderek artmaktadır.” diye konuştu.
Beynimizi geliştirmek ve yeni deneyimlere açık olmak için çevremizdeki alışkanlıkları değiştirmek gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “Her zaman aynı yolları kullanmak yerine farklı yollar denemek, beyin aktivitesini artırabilir. Değişikliğe açık olan kişiler, beyninin daha önce kullanılmayan alanlarını aktif hale getirebilirler" dedi.
YAŞLANMAYI HIZLANDIRAN DUYGUSAL VE SOSYAL FAKTÖRLER NELER?
Prof. Dr. Tarhan, yaşlanmayı hızlandıran duygusal ve sosyal faktörlere de işaret ederek, bu faktörleri ve çözüm önerileriyle ilgili şunları kaydetti:
“Kronik stres, depresyon ve anksiyete gibi duygusal faktörler, yaşlanma sürecini hızlandırabilir. Özellikle yalnızlık, bireyleri umutsuzluğa sürükleyerek yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Sosyal bağları zayıf olan bireylerin, yaşlılıkta ölüm riskinin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Harvard Üniversitesi'nin 70 yıllık çalışmasına göre, güçlü sosyal ağlara sahip bireyler daha sağlıklı yaşlanıyor. Sosyal ortamlar, yalnızlık duygusunu azaltarak bilişsel gerilemeyi önleyebilir. Beyin aktivitelerinin artırılması için yeniliklere açık olmak, değişik deneyimlere yönelmek önemlidir. Statik ve rutin bir yaşam tarzı, beynin potansiyelini sınırlayarak zihinsel yaşlanmayı hızlandırabiliyor. İngiltere ve Japonya’nın yalnızlık bakanlıkları kurması, yalnızlık sorununa dikkat çekiyor. Türkiye'de de sosyal bağları güçlendirecek politikaların geliştirilmesini öneriyorum".