Türkiye bugün öfkeyi iliklerine kadar hissediyor. Evin içinde ayrı, sokakta ayrı, trafikte ayrı bir gerilim dolaşıyor. Kadına, çocuğa, hayvana bakan herkes sinirli, yorgun, tükenmiş bir göz taşıyor.
Bu tablo bir günde ortaya çıkmadı. İnsanı ayakta tutan ekonomik denge çöktüğünde, sinir sistemi de merhamet de çatlamaya başlar. Bugün yaşanan budur.
Kanun çıkarmak kolaydır, duvara slogan asmak kolaydır. Ama kaynamayan tencerenin buharı her yerden taşar. Geçim derdinde boğulan toplumda öfke büyür, şiddet artar. Bu durum şiddeti haklı çıkarmaz; tam tersine, nedeninin doğru okunması gerektiğini gösterir.
Marketten üç ürünle çıkıp kasada yüzü düşen insanlar.
Kira parasını denkleştiremeyen genç çiftlerin uykusuzluğu.
Kasap vitrininde eli titreyen babalar.
Elektrik faturasını görünce susup kalan yaşlılar.
Hepsi aynı gerçeğin farklı yüzleridir: Toplumun sinir sistemi yoruldu.
Gençlerde yük daha ağır. Hayat kurmak yerine hayatta kalmayı düşünüyorlar. Umutları borcun altında eziliyor, hayalleri kira parasının gölgesinde sönüyor.
Bu manzara bir ekonomik veri değil; bir milletin ruh haritasıdır.
Ekonomik sıkıntı ve açlık, insanın ahlâkını değil; sinir sistemini yönetir.
Bilim de bunu söyler, sokak da, inanç dünyası da. Hiç kimse bu gerçeği inkâr edemez.
Kanun kitapta durur. Devlet ne kadar kural koyarsa koysun, insanın davranışını belirleyen şey evindeki huzur ve cebindeki güvendir.
Ekonomisi çökmüş bir toplumda şiddeti yasayla azaltmaya çalışmak, tencereyi kaynatmadan buzdolabını kilitlemeye benzer. Sorun buzdolabı değil; tencerenin boş olmasıdır.
Boş tencere
öfke üretir.
Öfke büyüdükçe şiddet yayılır. Bu, hiçbir inanç, hiçbir görüş, hiçbir makam tarafından reddedilemeyecek kadar yalın bir gerçektir.
Bir de üstüne millete
Nüfus azalıyor, çocuk
yapın deniyor.
Ay sonunu zor getiren insanlar çocuk değil; kendini bile zor taşıyor.
Stres, borç ve kaygı insanın içini parça parça eder.
Bu ülkede insanlar artık aşkı değil, faturayı düşünüyor.
Şiddetin ilacı tek kanun değil; insana nefes aldıran adil bir düzendir.
Ekonomi nefes alırsa toplum sakinleşir. Ekonomi çökerse sinir sistemi çöker ve şiddet kapı kapı dolaşır. Bu yüzden şiddet kabul edilemez; ancak doğru zeminde önlenebilir.
Bugün yaşanan gerçek budur.
Açlık, insan davranışlarını öngörülemez hâle getirir.
toplumun neden nefessiz kaldığını anlatan yalın bir uyarıdır.
Evlenenler ayrılıyor, bekarlar evlenemiyor; okuyan iş bulamıyor, okumayan meslek yapamıyor.
Çetin Ay
BWA Başkanı