Adı “iklim koruma”… Gerçekte tarımı boğma... hayvancılığı bitirme, üretimi küresel patronlara teslim etme projesidir. Çiftçi tohumundan koparılıyor, köylü hayvanını kaybediyor. Kendi ekmeğini üretemeyen millet, ekmeğini küresel şirketlerden dilenmek zorunda bırakılıyor.
Yeşil maskeyle süslenmiş kara prangadır bu anlaşmalar.
Ve dikkat edin: İklim anlaşmasına imza atan ülkeler aynı anda sığınak yapmaya zorlanıyor. Bahanesi “nükleer tehdit.” Gerçek ise çok daha karanlık. Toplumlar yerin altına indirilecek, açlığa ve korkuya mahkûm edilecek. İnsan günlerce, haftalarca karanlıkta tutulacak; zihni bulanacak, iradesi kırılacak. Çıktığında zulmü unutacak, sadece hayatta kaldığına şükredecek. Sığınak güvenlik değil; itaatin fabrikasıdır. Oradan çıkan insan artık özgür değil, zincire alışmış esirdir.
Pandemiler bu düzenin diğer silahıdır. Covid sadece fragmandı. Yarın yeni virüsler sahneye sürülecek. Her defasında aynı senaryo: korku pompalanacak, özgürlükler kısılacak, toplum ilaca ve sisteme bağımlı hale getirilecek. İnsan müşteri yapılacak, hastalık silaha dönüşecek.
Dijital para zincirin görünmez halkasıdır. Nakit ortadan kalktığında özgürlük de kalkacak. Bir tuşla banka hesabın kapanacak, bir tuşla hayatın sönecek. “Özgürlük” diye pazarlanan kripto düzen aslında modern köleliğin adıdır. Para senin değil; efendinindir. Bir tuşla seni aç bırakacak, bir tuşla hayatını karartacak.
Teknoloji artık ilerlemenin değil gözetimin yüzüdür. 5G, çipler, kameralar, uydular… İnsan yatağında bile yalnız kalamayacak. Belki uyurken bile milyonların gözü üzerinde olacak. Gözetlenen insan özgür değildir; yaşayan bir esirdir.
Din sandık için, milliyetçilik savaş için kullanılacak. Kültürler eritilecek, tek tip insan modeli dayatılacak. Algoritmalar ve ekranlar akılları, zevkleri, inançları yeniden şekillendirecek.
Dünya sessizleşecek. Kahramanlık çıkmasın diye korku sistemli biçimde artırılacak.
Cesaret unutturulacak, direniş bastırılacak.
Çoğunluk kümesteki tavuk gibi yaşayacak: vergisini verecek, yumurtasını bırakacak, dünyayı yönetenlerin çarkını döndürecek. İnsanın ruhu değil, yumurtası sayılacak.
Unutmayın:
Korkuyla terbiye edilen toplum köleleşir.
Aç bırakılan millet diz çöker.
Gözetlenen insan mezara girmeden ölmüştür..!
Ve artık bahane yok:
“Ben bilmiyordum” demek sizi kurtarmayacak. Bugün susarsanız, yarın evladınızın boynuna zinciri kendi elinizle takacaksınız. Ya şimdi ayağa kalkacaksınız, ya da çocuklarınızı köle olarak teslim edeceksiniz.
Çetin Ay
BWA Başkanı
