Ankara - 2025: Türkiye’nin “Yapay Zekâ Destekli Dijital Vatandaşlık” projesi, kamu hizmetlerinde devrim niteliğinde bir adım olarak lanse ediliyor. Ancak, bu parıltılı yeniliğin ardında, vatandaşların temel hak ve özgürlüklerini
Ankara - 2025: Türkiye’nin “Yapay Zekâ Destekli Dijital Vatandaşlık” projesi, kamu hizmetlerinde devrim niteliğinde bir adım olarak lanse ediliyor. Ancak, bu parıltılı yeniliğin ardında, vatandaşların temel hak ve özgürlüklerini tehdit eden karanlık gölgeler belirmekte.
TEKNOLOJİNİN İKİ YÜZÜ: KOLAYLIK MI, KONTROL MÜ?
Evet, yapay zekâ sayesinde e-devlet işlemlerinin hızlanması ve kişiselleştirilmiş hizmetler sunulması kulağa hoş geliyor. Ancak, bu “Dijital Kimlik Asistanı”nın, vatandaşların her adımını izleyen bir “Büyük Birader”e dönüşme potansiyeli göz ardı ediliyor. Devletin, bireylerin en mahrem bilgilerine erişimi, otoriter rejimlerin hayalini kurduğu bir kontrol mekanizmasına dönüşebilir.
DEMOKRASİYE SIZAN DİJİTAL TEHDİT
Sistemin, seçmen davranışlarını analiz etmeyeceği iddia edilse de, toplanan verilerin siyasi manipülasyon için kullanılmayacağının garantisi nerede? Yapay zekâ destekli analizler, seçim süreçlerini gölgeleyebilir, demokratik yapıyı içten içe çürütebilir. Bu teknoloji, demokrasinin kalesine sızan Truva atı olabilir.
DİJİTAL UÇURUM: EŞİTSİZLİĞİN DERİNLEŞMESİ
Dijital okuryazarlığı olmayan veya teknolojiye erişimi sınırlı olan milyonlarca vatandaş ne olacak? Bu sistem, toplumun bir kesimini ileriye taşırken, diğer kesimini daha da geride bırakacak. Teknolojinin sunduğu nimetler, herkes için ulaşılabilir olmadığında, sosyal adaletsizlik daha da derinleşir.
HUKUKİ VE ETİK ÇIKMAZ: SORUMLULUK KİMDE?
Yapay zekânın hatalı veya önyargılı kararlarından kim sorumlu olacak? Mevcut hukuk sistemi, bu sorumluluğu üstlenecek mekanizmalardan yoksun. Etik değerler, teknolojinin hızına yetişemiyor. Bu da vatandaşların hak arama yollarını tıkıyor.
SONUÇ: PARLAK GELECEK Mİ, KARANLIK TABLO MU?
“Yapay Zekâ Destekli Dijital Vatandaşlık” projesi, teknolojik bir devrim olarak sunuluyor. Ancak, bu devrimin altında yatan potansiyel tehlikeler göz ardı edilmemeli. Vatandaşların hak ve özgürlükleri, teknolojinin parlak ışıkları altında gölgede kalmamalı. Unutmayalım, teknoloji bir araçtır; ama yanlış ellerde, bu araç bir silaha dönüşebilir.
Çetin Ay
UBA HABER
